Epilepsi tedavisinin tedavinin düzenlenmesi ve takibi özel bir önem taşır. Takipte sadece ilaçları düzenli almak ve nöbetleri kaydetmek yeterli değildir.

Epilepside ilaç tedavisinin düzenlenmesi ve takibi

 

Epilepsi tedavisinin tedavinin düzenlenmesi ve takibi özel bir önem taşır. Takipte sadece ilaçları düzenli almak ve nöbetleri kaydetmek yeterli değildir.

Eğer nöbetler olmaya devam ediyorsa bunları kontrol altına almaya çalışmak, ideal olarak bunları durdurmak, veya nöbetler kontrol altında olduğu halde ilaç yan etkileri oluyorsa, bunu önleme yollarına başvurmak gerekir.

Epilepside tedavinin hedefi en düşük doz ilaç ve en az yan etki ile nöbetleri durdurmaktır. Bu optimal tedavi olarak adlandırılır. İlaç kan yolu ile beyine ulaşarak

nöbetleri durdurmaktadır. Dolayısıyla ilacın ne kadar etkili olduğu kandaki ilaç miktarı ölçülerek anlaşılır. Buna ilaç kan düzeyi miktarı adı verilir. Aldığımız ilaç dozu, ilaç kan düzeyini etkiler, ancak herkesin yaşı, cinsi, metabolizması, özellikleri farklı olduğundan ilaç kan düzeyi, ağızdan alınan ilaç dozundan farklılık gösterir. Hastanın ilaç kan düzeyleri yeterli düzeylere çıkmadığı takdirde nöbetleri durmayabilir. O nedenle ilaç kan düzeyinin izlenmesi epilepsi tedavisinde önem taşımaktadır.İlaç kan düzeylerinin üst sınırları aşması yan etkilere yol açar. Alt sınırlarında ise etkinlik azalır ancak bazı hastalarda alt sınırdan da düşük ilaç düzeyleri nöbetleri kontrolda yeterli olur. İlaç düzeyinin bir sonraki dozdan hemen önce ölçülmesi en uygun zamandır. Bu ilacın kandaki düzeyinin en düşük olduğu andır. Dolayısıyla çoğunlukla sabah dozunu almadan ölçüm yapılması gerekir.

İlaç kan düzeyi ölçümü yapmak gereken durumlar şunlardır:

- Tedavi başlangıcında

- Nöbetler kontrol altına alındığında

- Tekrar nöbet olduğunda

- Yan etki olduğunda

- Farklı formda epilepsi ilacı kullanıldığında

- Birden fazla epilepsi ilacı veya başka ilaçlar kullanıldığında

- Gebelikte

- Yılda en az bir kez

 

Herkese ilaç düzeyi takibi yapılmalı mı?

 

Bu şartlara göre değişir, genellikle hastaların yılda en az bir kez ilaç kan düzeyi ölçtürmesi önerilir. Bazı hastalar ilaç kan düzeylerini izlenmediğini belirtiyorlar, bunun nedenleri şunlar olabilir:

Hastanın epilepsisi stabildir, nöbetleri kontrol altındadır,

Hastane veya klinikte bu olanaklar yoktur ya da

İzleyen hekimi ilaç kan düzeyinin tedavideki yerini bilmemektedir.

 

EEG nedir, neyi gösterir?

EEG elektroensefalografinin kısaltmasıdır ve epilepsiden kuşkulanılan hastalarda uygulanan önemli bir inceleme yöntemidir. EEG tetkiki tanıya yardımcı bir yöntemdir, beynin çalışması hakkında bilgi verir . Epilepside sık görülen elektriksel bozukluğu gösterir ve beynin anormal çalışan bölümünü belirler. Normal EEG, epilepsi olmadığını göstermez ve anormal EEG de her zaman epilepsi demek değildir. Bazı EEG bulguları epilepsinin göstergesidir. Ancak EEG yoruma dayalı bir tetkik yöntemi olduğundan, ayrıca hassas bir yöntem olması dolayısıyla itinalı çekilmezse yanlış yorumlara yol açabildiğinden sonuçlarının mutlaka uzman bir kişi tarafından yorumlanması gerekir.

Kafa derisi üzerine yerleştirilen küçük disk elektrodlarlarla beyinden kaynaklanan çok küçük sinyaller cihaz tarafından kaydedilir. Hastaya herhangi bir elektrik akımı verilmez. Acı verici bir etkisi yoktur.

EEG tetkiki kısa süreli bir tetkik olduğundan, bazen o çekim sırasında herhangi bir bozukluk ortaya çıkmayabilir. Bu nedenle bozukluğu yakalamak için hem tanıya yardımcı olmak amacı ile hem de tedaviye cevabı değerlendirmek için tekrarlayan EEG çekimleri yararlı olabilmektedir.

Jeneralize nöbetlerde (absans, primer jeneralize tonik klonik, myoklonik) EEG’de beynin her iki yarısında EEG anormalliği görülür. Fokal epilepsilerde EEG anormalliği bölgesel olarak ortaya çıkar.

.